İlaç
endüstrisi, hayat kurtaran tedaviler ve yenilikçi çözümler sunarak yaşam
kalitemizi artırmaktadır. Fakat bu faydaların yanında, ilaç üretiminin ve
dağıtımının çevreye önemli bir etkisi olduğu da bilinmektedir.
Son dönemde; dünya
çapında insan faaliyetlerinden kaynaklanan, sıcaklıkların artması ve deniz seviyelerinin
yükselmesi, aşırı hava olayları ve doğal çevrede değişikliklere neden olan
artan sera gazları gibi iklim değişikliklerine karşı önlem alınması çağrısında
bulunan protestolarla sürdürülebilirlik konusunda farkındalık artmıştır. Sürdürülebilirlik,
çağdaş toplumda faaliyet gösteren tüm sektörler için önem arz eden bir konu
olduğu gibi ilaç endüstrisi için de ilaç üretiminin ve tüketiminin çevresel
etkisini göz önünde bulundurmak açısından önemlidir. Farmasötik kirlilik dünya
genelinde hem ekosistemler hem de insan sağlığı için bir tehdit olarak kabul
görmeye başlamıştır. İlaç endüstrisi, daha sağlıklı ve çevresel açıdan daha sürdürülebilir
bir gelecek inşa etmek durumundadır. Bilim ve teknoloji; gelişmelerin toplumda
benimsemesini sağlayarak ve kaliteye dayalı, sağlıklı ve yeşil sonuçlar
sunarken sürdürülebilirlik tüm değer zincirlerine entegre edilmelidir. Bu
entegrasyonun çevik, yenilikçi, kanıta dayalı bir sürdürülebilirlik stratejisi yürütülerek
yapılması ise son derece önemlidir.[1]
Sürdürülebilirlik
stratejilerinin en önemli göstergelerinden biri ise karbon ayak izidir.
Karbon ayak
izi, bir ürünün veya hizmetin yaşam döngüsü boyunca atmosfere salınan sera
gazı emisyonlarının toplamıdır.
Peki, ilaç
endüstrisinin karbon ayak izi ne kadar?
Bazı
araştırmalara göre sağlık sektörü küresel sera gazı emisyonlarının %5'inden
sorumludur.[2]
Sağlık sektörü kapsamında bulunan ilaç endüstrisi açısından
değerlendirildiğinde bu oran ilk bakışta küçük görünebilir, ancak ilaç
üretiminin oldukça karmaşık ve enerji yoğun bir süreç olduğunu göz önünde
bulundurmak gerekir.
İlaç
endüstrisinin karbon ayak izini azaltmak için neler yapılabilir?
Firmalar, şu
adımları atarak karbon ayak izlerini önemli ölçüde azaltabilirler:
Sonuç olarak:
İlaç
endüstrisinin karbon ayak izi, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile
mücadelede göz ardı edilemeyecek bir sorundur. Fakat bu sorunun çözümü de
mümkündür. Sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen ve bu doğrultuda yatırımlar
yapan ilaç firmaları, hem insan sağlığına hem de çevreye katkıda
bulunabilirler.
Türkiye ilaç
endüstrisi küresel rekabet potansiyeliyle, uzun yıllardır sektörde hizmet
vermek suretiyle edindiği deneyimle, teknolojik alt yapıya ve insan kaynağına
yaptığı yatırımlarla ülkemiz için stratejik öneme sahip bir konumda olup,
yaklaşık 680 kuruluş, uluslararası standartlarda 96 ilaç ve radyofarmasötik üretim
tesisi, 11 hammadde üretim tesisi, 40 bin üzerinde çalışanı ve 180 ülkeye
ihracat potansiyeli ile global piyasalarda dikkat çekmektedir.[4]
Son yıllarda Türkiye’de de
sürdürülebilirlik, ilaç/sağlık firmaların en önemli başlıklarından biri haline
gelmiş, birçok firma somut adımlar atmıştır.
[1] Nurten
Dönmez, Tuncay Taşkın, İşletmelerin Çevresel Duyarlılıklarının
Sürdürülebilirlik Raporlarına Yansıma Düzeyi: İlaç Endüstrisinde Kurumsal
Sürdürülebilirlik Raporlarının İçerik Analizi, Dumlupınar Üni. Sosyal Bilimler
Dergisi, 75, 221-241;2023
[2] https://www.hello-tomorrow.org.tr/%F0%9F%8C%BF-dunyamiza-zarar-vermeden-insanlari-iyilestirmek-%F0%9F%8C%8D/
[3]
Turgut, A. & Budak, T. (2022). Lojistik ve
Taşımacılığın Karbon Ayak İzi: Sistematik Bir Literatür İncelemesi, Kent
Akademisi Dergisi, 15(2):916-930.
[4] Saliha
Karadayı Usta, Kullanılmayan ve Atık İlaçların Tersine Lojistik Faaliyetleri
ile Toplanmasına Tüketicinin Bakış Açısının Değerlendirilmesi, Int. J. Adv.
Eng. Pure Sci. 2022, 34(4): 517-532