ALS, beyin ve
omurilikteki motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kademeli olarak yok olmasıyla
karakterize edilen, ilerleyici ve ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalık, bireylerin konuşma, yutma,
solunum ve hareket yeteneklerini etkileyebilir, zamanla ilerleyici bir şekilde
yaşam kalitesini azaltabilir ve sonunda yaşamı tehdit edebilir.
Tüm dünyada
görülen bir hastalık olan ALS, herkes tarafından tanınan sporcularda da görüldüğü
için geniş kitlelerce bilinirlik kazanmıştır.
Nedenleri ve
Belirtileri
ALS ilk kez 1869 yılında alanında öncü
bir nörolog olan Fransız Jean-Martin Charcot tarafından tanımlandı. Bu nedenle,
hastalık ilk zamanlar Charcot Hastalığı olarak adlandırılmıştı.
Hastalık dünyanın her yerinde ve her
kesimden insanda ortaya çıkabilir. Ortalama başlangıç yaşı 55’tir. Ancak, çok
genç yaşta da çok ileri yaşta da görülebilir. Nüfusun yüz binde 2-6 kadarı ALS
hastasıdır. Her yüz bin kişiden yılda 2-6’sı ALS’ye yakalanır.[1]
Tüm ALS hastalarının %90’ı tesadüfi
(sporadik), %10’u ailesel ALS hastasıdır. Bu nedenle hastalığın büyük
çoğunlukla kalıtımla ilgisiz olduğu söylenebilir. Son zamanlarda ALS hastalığı
ile ilgili olduğu tahmin edilen pek çok mutasyon bulunmuştur. ALS hastalığının
görülme sıklığı erkeklerde biraz daha sıktır. Bu oranı kadınlara göre %20-30
daha fazla olarak söyleyebilmekteyiz.[2]
Bu hastalığın
belirtilerini ise aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
• Başlangıç belirtileri her hastada aynı
olmaz.
• Genellikle bir kolda ya da bacakta
güçsüzlük ya da incelme, hastanın fark ettiği ilk belirti olur. Örneğin, kalem
tutmak, düğme iliklemek, çanta taşımak zorlaşır; ya da hasta yürürken tökezler.[3]
• Bazı hastalarda ise hastalık, konuşma
veya yutma güçlüğü şeklinde başlar. Hastanın kendisi ya da yakınları peltek,
genizden konuşma fark eder.
• Kaslarda seyirme, ağrı ve kramplar bu
belirtilere eşlik edebilir.
• Kontrol edilemeyen ağlama ve gülmeler
olabilir.[4]
ALS ile
mücadelede toplumun rolü büyüktür. Bilgi ve farkındalık arttıkça, hastalığın
erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi daha olası hale gelir. Aynı zamanda,
ALS ile yaşayanlara ve ailelerine destek sağlamak da son derece önemlidir.
Empati, anlayış ve yardımlaşma, bu zorlu süreçte önemli birer araçtır.
Bilimsel
araştırmalar da ALS ile mücadelede kilit bir role sahiptir. İleriye dönük
tedavilerin ve belki de bir gün bir çözümün bulunması için sürekli olarak
çalışmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar, hastalığı anlamak ve etkili
tedaviler geliştirmek için önemli adımlar atılmasını sağlar. Bu nedenle, 21
Haziran Dünya ALS Farkındalık Günü, bilimsel araştırmaları desteklemenin ve bu
alandaki ilerlemeleri teşvik etmenin önemini vurgular, toplumda farkındalık
yaratır.
Sizler de
kendinizde ya da yakın çevrenizde bu belirtileri yaşıyorsanız en kısa sürede
doktorunuza başvurun!
[1] https://als.org.tr/als-mnh-nedir/
[2] Fatih
Özcan, Alper Kaya, Muhteşem Erol Yayla, Amiyotrofik Lateral Skleroz Hastalığı
ve Aile Hekiminin Rolü, Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Dergisi, 2016, 3(2):431-435
[3] https://www.winally.com/dunya-als-farkindalik-gunu/
[4] https://noroloji.org.tr/TNDData/Uploads/files/ALS%20Tedavi%20Rehberi(1).pdf